Katılım Bankacılığı’ nın Güçlü-Zayıf Yönleri Nelerdir ?
SİSTEMİN AVANTAJLARI
- Kaynak fazlası olan körfez ülkelerinden Türkiye’ye fon gelmektedir. Ortadoğu’nun petrol zengini ülkeleri ile bu sistem sonucu artan mali ilişkiler ve iç içe geçen menfaatlerden ötürü ticari ilişkilerdeki canlanma olmaktadır.-Toplanan fonların tamamen reel sektöre aktarılması. Bankaların bilançoları incelendiğinde
Katılım bankalarında kullandırılan nakdi fonların toplanan fonlara oranı %90’lar civarındadır. Bu oran konvansiyonel bankalarda %70’ler civarındadır. Bu durum katılım bankalarının topladığı fonların tamamına yakınının reel sektöre aktarıldığını, faiz getirisi olan finansal enstrümanlara fon aktarımının yapılmadığı görülmektedir. Türkiye’de katılım bankaları, çalışma prensipleri gereği devlet iç borçlanma senetleri gibi sabit getirili plasmanlara gitmemekte ve T.C. Merkez Bankası’nda blokesi mecburi fonlarla, günlük nakit ihtiyacı dışında kalan paralarla doğrudan reel ekonomiyi fonlamaktadır.
-Katılım bankaları faturalandırılabilen mal ve hizmet alımlarını fonladıkları için piyasadaki gayriresmi ticareti önleyici bir rol oynamaktadırlar. Bu durum da ülkenin vergi gelirlerini arttırmasını sağlamaktadır.
-Katılım bankaları faturalandırılabilen mal ve hizmet alımlarını taksitlendirme yoluyla finanse ettiğinden firmaların finansman sistemlerini disipline eder. Diğer konvansiyonel bankalarda sıkça kullandırılan borçlu cari hesap kredili mevduat hesabı ve türev faizli kredilendirme tekniklerinde herhangi bir faturaya dayandırılmadan müşteriler kredilendirilir. Bu durumda firmaya çektiği kredide serbesti tanımaktadır. Firmalar, bankadan elde ettiği finansmanı serbestçe harcayabilmekte amacı dışında yerlere aktarabilmektedir.
-Katılım bankalarından alınan fonlar, proje bazlı olarak taksitlendirildiğinden firmalar tarafından takibi daha kolaydır. Bilanço dönemlerinde ilgili mali tablolara yansıtılması açısından daha az bir operasyonel yük yüklenmiş olurlar.
-Katılım bankları kriz dönemlerinde diğer konvansiyonel bankaların yaptıkları uygulamalardan farklı olarak kredileri geri çağırma işlemleri yapmamaktadırlar. Bu durum da ülke istihdamının %90’nını oluşturan küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri kriz dönemlerinde risklerden korunmasını sağlamaktadır.
-Katılım bankalarının nakdi fonlamalarında taksit planı ticaret işleminin başında belirlenmektedir. Bu nedenle kredini maliyeti firma için kredi kullanımı basında belirlenir bu durum krediyi kullanan firmaya kredi maliyetinin bastan bilinme sinmesinden ötürü belirsizliklerin ortaya çıkmasını engellemiş olur. Katılım bankalarında kredi kullanımı yapıldıktan sonra maliyet değişimi söz konusu değildir. Merkez bankasının uygulamış olduğu faiz oranlarındaki artırım ya da azatlım yapması, ülke içindeki siyasal gelişmeler sonucu ekonomi verilerinde yaşanan dalgalanma kredinin maliyeti yukarı yönlü ya da aşağı yönlü etkilemez. Kredinin maliyeti her koşulda sabit kalacaktır.
-Katılım bankaları, kredi geri ödemelerinde sıkıntı yaşandığında ve kredinin takibe atılmasını gerektirecek durumlarda, reel sektörü fonlama işlemi yapmalarından dolayı, diğer bankalara nazaran müşterilerine daha etik davranarak gerek kredinin yapılandırılması ve gerekse de kredinin takibe atılma süresi olan 90 gün süresinin uzatılması hususunda, daha etik davranmaktadırlar.
-Katılım bankaları, faizle çalışan geleneksel tasarruf kurumlarına manevi inançlar dolayısıyla akmayıp, mali kurumlar dışında, altın, döviz, bina, arsa şeklinde veya yığın şeklinde saklanan fonların ekonominin emrine sunulmasını sağlamaktadır.
-Katılım bankaları özellikle son dönemde bireysel yatırımcılara sunmuş oldukları yeni yatırım araçları aracılığıyla atıl kalmış yastık altı değerlerini reel sektöre çekebilmeyi başarmışlardır. Bu ürünler arasında altın hesabı, gümüş hesabı, platin hesabı, sukuk ihracı vb. ürünlerdir.
-Katılım bankalarında da gerçek kişilerin açtırmış oldukları mevduat hesaplarında, 100,000 TL ve karşılığı yabancı para cinsine kadar olan meblağ devlet garantisindedir. Katılım bankaları da 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na tabidir.
-Katılım bankaları, İslami bankacılık prensiplerine uygun olarak hareket etme çabası içinde olduklarından, amansızca rekabet eden ve bu sebepten ötürü insani değerleri bir yana bırakan konvansiyonel bankalara nazaran, sektörde daha insani olarak anılmaktadır.
SİSTEMİN EKSİKLİKLERİ
-Katılım bankaları, mevduat sahiplerine faiz taahhüdünde bulunamadıklarından, yatırımcılar açısından bir belirsizlik bulunmaktadır.
-Katılım bankaları nakdi fonlamalarını taksitlendirme yöntemiyle yapmaktadır. Taksitin içinde anapara ve kar bulunmaktadır. Uzun vadeli kredi kullandırımlarında banka krediden elde ettiği karı uzun vadede tahsil etmektedir. Elde ettiği karın belli bir kısmını da yatırımcılarının mevduatlarına kar olarak dağıtmaktadır. Bu nedenle katılım bankalarının mevduatlarına dağıttığı kar payları konvansiyonel bankaların mevduatlarına dağıttığı kar paylarına oranla kısmen de olsa daha düşük kalabilmektedir. Ya da oran artırımı durumlarında katılım bankaları süreç açısından daha uzun sürede kar paylarını değiştirebilmektedirler. Bunun temel sebebi konvansiyonel bankaların taksitli krediler yerine faizin daha kısa sürede tahsil edildiği BCH ve KMH (kredili mevduat hesabı) vb kredi fonlama yöntemlerine sahip olmalarıdır. Ayrıca devlet iç borçlanma senedi vb enstrümanlara kaynaklarını aktarabilmeleri de mevduat sahiplerine daha yüksek oranda faiz sunabilme imkânı sunmaktadır.
-Katılım bankaları nakdi plasmanlarında müşterilerini taksitlendirme yaparak fonlamaktadır. Taksit tarihleri kesin ve nettir. Ancak günümüz Türkiye Ekonomisi’nde firmalar alacaklarını gününde tahsil edememe durumu ile sıkça karşılaşmaktadırlar. Bankaya kredi taksitlerini gününde ödeyemediğinde gecikmeye düşmektedirler. Konvansiyonel bankalarda BCH kredilerinde kredi taksit günü kesin değildir. Belirli dönem sonlarında kredinin faizi ödemekle yükümlü olan firma, tahsilâtlarındaki belirsizlikleri nedeniyle gecikmeye düşme durumunu ekarte etmektedir.
-Katılım bankaları faturalandırılabilenden mal ve hizmet alımlarını fonlamaktadırlar. Ancak maalesef günümüz ülke ekonomisinde birçok sektörde mal ve hizmet alınmaları gayriresmi satışlar üzerinden yapılmaktadır. Katılım bankaları bu tür alımlar için firmanın kredibilitesi yeterli olsa dahi nakdi fonlama yapmamaktadırlar.
-Katılım bankacılığında işlemler fatura karşılığında yapıldığından fonlama işlemlerinde operasyonel işlem süreci diğer bankalara nazaran daha fazla olabilmektedir.
2001 yılında ihlâs finansın iflası ve mudilerinin yaşamış olduğu sıkıntılar katılım bankacılığına olan güvenin azalmasına yol açmıştır. Ancak 2003 yılında kanun yapıcı tarafından ilgili yasal tedbirlerin alınması ve bankacılık sektörünün güvenilir hale gelmesi, katılım bankacılığının da güvenirliğini arttırmıştır.
Katılım Bankacılığı’nın Güçlü Yönleri Nelerdir ?
-Katılım Finans(Faizsiz) ürün ve hizmetlerine talebin artması,
-Yüksek öz kaynaklar ve aktif karlılık oranları,
-İslam ülkeleri, Avrupa Birliği ve ASEAN'da güçlü bankacılık muhabir ağının olması
-Emtiaların katılım finans sisteminde faizsiz kazançta karlılık oranının yüksek olması..
Katılım Bankacılığında Olumlu Yönleri Fırsatları şunlardır;
+Bankacılık hizmetlerinde alternatif faizsiz gelir finansmanı sağlaması
+Artan Müşteri/Katılım fonu hesapları
+Hükümetin artan teşvik destekleri
+Körfez ülkeleri ve İslam ülkeleri ile artan ticari ilişkiler
+Kayıtlı ekonomi ve vergi düzenlemelerinin pozitif etkileri
Katılım Bankacılığının Zayıf Yönleri şunlardır;
+Katılım Finans Kuruluşları alanında özgün KANUN olmaması
+Kanuni boşluk nedeniyle ürün çeşitliliğinin olmaması
+Düşük likidite oranı
+Kredi Kartı ve Finansal Teknolojiler (FinTek) alanındaki uyumsuzluk
+Bankamatik ve Şube ağının yetersizliği ve bilinçli yetişmiş eleman eksikliği..
Salgınla başlayan kriz aynı zamanda finansal yatırım imkanı da sunuyor. Bu bağlamda;
Mevduat(faizli)bankacılık ile büyüme ve istihdam gerçekleşmesi mümkün olamamaktadır.
Başta Leasing ( Finansal Kiralama) işlemlerini olmak üzere;
KATILIM FİNANS KANUN ile KATILIM FİNANS ilkelere de uygun düzenleme ihtiyacı da ortadadır.
AVUKAT GAZİ KULANTAŞ